28 Ocak 2009 Çarşamba

Mobil bilgisayarınızın kapağını kapattığınızda olacakları değiştirme

Mobil bilgisayarınızın kapağını kapattığınızda, Windows kapanabilir, hiçbir şey yapmayabilir ya da uyku veya hazırda bekleme gibi bir güç tasarrufu durumuna girebilir. Tüm güç planlarınıza aynı ayarları uygulayabilir veya her plana ayrı ayarlar uygulayabilirsiniz.

Tüm planlara aynı ayarları uygulamak için

1.Başlat düğmesi Başlat düğmesinin resmi, Denetim Masası, Sistem ve Bakım ve ardından Güç Seçenekleri'ni tıklatarak Güç Seçenekleri'ni açın.
2.Bir güç planı seçin sayfasında, Kapak kapatıldığında yapılacakları seçin'i tıklatın.
3.Güç düğmelerini tanımlayın ve parola korumasını etkinleştirin sayfasında, Kapağı kapattığımda'nın yanında, mobil bilgisayarınızın ne yapmasını istediğinizi, pilde çalışması ve prize takılı olması durumları için seçin.
Pil gücünü korumak ve çalışmaya hızlı şekilde dönebilmek için Uyku'yu seçin. Mobil bilgisayarınızı uyku modundan çıkardığınızda, Windows çalışma oturumunuzu birkaç saniyede geri yükler.
4.Değişiklikleri kaydet'i tıklatın.

Bir ayarı belirli bir plana uygulamak için

1.Başlat düğmesi Başlat düğmesinin resmi, Denetim Masası, Sistem ve Bakım ve ardından Güç Seçenekleri'ni tıklatarak Güç Seçenekleri'ni açın.
2.Bir güç planı seçin sayfasında, değiştirmek istediğiniz plan için Plan ayarlarını değiştir'i tıklatın.
3.Planın ayarlarını değiştirin sayfasında, Gelişmiş güç ayarlarını değiştir'i tıklatın.
4.Gelişmiş Ayarlar sekmesinde, Güç düğmeleri ve kapak'ı genişletin, Kapağı kapatma eylemi'ni genişletin ve kapağı kapatıldığında mobil bilgisayarınızın ne yapmasını istediğinizi, pilde çalışması ve prize takılı olması durumları için seçin.
5.Tamam'ı tıklatın.

Kullanıcı Hesabı Denetimini açma veya kapatma

Kullanıcı Hesabı Denetimi (UAC), bilgisayarınızda izinsiz değişiklik yapılmasını önlemenize yardımcı olur. Görev, yazılım yükleme ve diğer kullanıcıları etkileyen ayarların değiştirilmesi gibi yönetici hakları gerektirdiğinde sizden komut isteyerek çalışır.

Kullanıcı Hesabı Denetimi özelliğini kapatmanız önerilmez. Özelliği kapattıktan sonra en kısa sürede yeniden etkinleştirin.




1.

Başlat düğmesi Başlat düğmesinin resmi, Denetim Masası, Kullanıcı Hesapları ve Aile Güvenliği ( ya da, ağ etki alanına bağlıysanız, Kullanıcı Hesapları) ve ardından Kullanıcı Hesapları'nı tıklatarak Kullanıcı Hesapları'nı açın.

2.

Kullanıcı Hesabı Denetimi'ni aç veya kapat'ı tıklatın. Yönetici izni gerekli Yönetici parolası veya onay istenirse, parolayı yazın veya onay verin.

3.

UAC işlevini etkinleştirmek için Bilgisayarınızı korumaya yardımcı olması için Kullanıcı Hesabı Denetimi'ni (UAC) kullanın onay kutusunu işaretleyin veya UAC'yi kapatmak için onay işaretini temizleyin, ardından Tamam'ı tıklatın.

24 Ocak 2009 Cumartesi

Vista ve Win 7'de büyük tehlike

Bu güne kadar 9 milyonu PC'yi etkileyen Conficker hız kesmiyor. Sıradaki siz olabilirsiniz!

3,5 milyon bilgisayarı ele geçirmiş olan Conficker hız kesmiyor. Güvenlik uzmanları konuyla ilgili araştırmalarını sürdürdükçe daha ürkütücü sonuçları keşfetmeye başladılar. En önemli veri ise, virüsten etkilenen sistemlerin 9 milyonu bulmuş olması.

Görünüşe göre, daha dirençli oldukları düşünülen Windows Vista ve Windows 7 Beta işletim sistemleri de şu anda Conficker solucanına karşı savunmasız durumda. Hızla yayılmak için yerel ağları ve USB bellekler gibi taşınabilir depolama aygıtlarını kullanan Conficker, önlem almamış kullanıcıların Vista ve Windows 7 sistemlerine bulaşabiliyor.

Bu sistemlerin önemli bir tehdit altında olduğunu yine, ilk haberimizdeki uyarıyı yapan F-Secure firması keşfetti. Vista için bu sorunla mücadelenin önlemleri konusunda çalışmalar devam ediyor. Windows 7'nin ise henüz çok genç bir sistem olması ve zaten üzerindeki çalışmaların tamamlanmamış olması nedeniyle, yeni işletim sistemi piyasaya çıkmadan önce bu tip sorunların yaşanması son derece normal. Fakat şu anda Windows 7'nin betasını kullananlar için tehlikenin devam ettiğini de hatırlatalım.

Nokia N97 ufukta göründü

Nokia'nın son bombası N97 ne zaman piyasaya çıkacak, fiyatı ne kadar olacak? İşte ilk ipuçları...


Cep telefonu devi Nokia'nın son zamanlarda en çok merak uyandıran telefonu şüphesiz N97 oldu. 2008 sonunda tanıtlan Nokia N97 dokunmatik ekranı ile dikkat çekiyor. 640x360 çözünülürlüğe sahip olması ve 32 GB'lık dahili belleği ile merak uyandıran telefonun ne zaman piyasada olacağı hariç hemen her detayını öğrenmiştik. Aslına bakarsanız Nokia'dan halen bir açıklama gelmedi ama piyasaya çıkışın ipuçları, e-ticaret sitelerinde ortaya çıkmaya başladı. İngiltere'de satış yapan Play.com adlı e-ticaret sitesinde Nokia N97'nin ilk izine dün rastlandı. Site 5 MP kameraya da sahip olacak olan telefon için bir süreliğine de olsa, ön sipariş alımı gerçekleştirdi. Nokia'nın henüz fiyat bilgisi bile belirtmediği telefon, Play.com'da 700 dolar (yaklaşık 1.150 TL) karşılığında satışa sunuldu. Site yetkilileri telefonların en geç 31 Mart 2009 tarihinde alıcılara gönderilmeye başlayacağını iddia ediyordu. Ancak ön sipariş alımı, bugün itibarı ile durduruldu. Şu an siteye giriş yapanlar, karşılarında sadece "Çok yakında" ibaresini buluyorlar. Bakalım dün yayınlanan ön sipariş formunda belirtilen tarih ve fiyat gerçek olacak mı?

Reddedilmeyecek teklif ICQ

Eski dost ICQ'dan güzel haber: Emrinize sunulan yeni e-posta hizmeti çok hoşunuza gidecek...

Anında mesajlaşma programı ICQ sunduğu hizmetleri genişletiyor. Ülkemizde olmasa da birçok Avrupa ülkesinde popüler olan Messenger yazılımını kullananlar sınırsız depolama alanına sahip ücretsiz bir e-posta adresi elde edebiliyor. @icqmail.com uzantısına sahip adresleri icqmail.com web sitesinden edinebilirsiniz.

Kayıt işleminden sonra kullanıcılar birçok özelliğe sahip bir posta kutusuna sahip oluyorlar. E-postalar farklı renklerle kodlanabiliyor, günlük aktiviteler çevrimiçi bir takvime kaydedilebiliyor ve arama özelliği sayesinde önemli randevular ve postalar bulunabiliyor.

Gelecekte ICQ-posta adresleri anında mesajlaşma yazılımıyla da bütünleşecek.

Bu sefer tamam: Seagate

İndirin: İlk güncelleme ile gizemli çökmelere ilaç olamayan Seagate yeni güncelleme ile sorunu çözdü.

Geçen haftadan bu yana Seagate'in sorunlu firmware içeren sabit disklerinden ve bunları düzeltmek amaçlı çıkarılmış firmware'in sabit diskleri daha da kötü hale getirdiğinden bahsettik. Firma bunun üzerine güncellemeyi sessiz sedasız geri çekmişti. Aradan geçen birkaç gün içinde ikinci kez güncellenmiş yeni bir firmware sürümü yayımlandı. Öyle görünüyor ki, Seagate bu sefer hatasını düzeltmeyi başardı.

Yeni yayımlanan firmware, bir önceki hatalı firmware yüzünden kullanılmaz hale gelen diskleri yeniden hayata döndürüyor. Buradan elde edebileceğiniz güncelleme Seagate'in şu model ve firmware sürümüne sahip disklerinde meydana gelebilecek olası çökmenin önüne geçiyor:

ST3500320AS
ST3500620AS
ST3500820AS
ST3750330AS
ST3750630AS
ST31000340AS

Güncelleştirme bu modellerin SD15, SD16, SD17, SD18 ve SD19 firmware yüklü olanları için geçerli. Eğer farklı bir firmware sürümüne sahipseniz güncelleme yapmanız gerekmiyor. ST3640330AS ve ST3640530AS model disklere sahip olanların güncellemeyi edinmek için Seagate'e başvurmaları (disksupport@seagate.com) gerekiyor.

Çökme durumundan muzdarip tüm sabit disk modelleri için yeni firmware yayımlanmış değil. Yukarda bahsedilen modellerin dışında ST3640323AS ve ST3320613AS modelleri için henüz bir güncelleme yayımlanmadı, fakat yayımlanması bekleniyor.

Cep telefonunda yeni isim Hyundai

Dünyanın önde gelen dev bir şirketlerinden biri daha cep telefonu üretimine başlıyor: İşte ilk modellerin detayları...

Dünyanın önde gelen ve Güney Kore merkezli Hyundai, otomobil sektöründen sonra cep telefonu piyasasına da el attı. Hyundai, geçtiğimiz Eylül ayında beri 15 cep telefonu modelini Avrupa'da farklı ülkelerde stokluyor. Muhtemelen de 2009'un ilk yarısında cep telefonu modellerini satışa sunacak.

Şirket yaptığı açıklamada her yıl piyasa 15 yeni model süreceğini, İngiltere'de ilk modeli 2009'un ilk yarısında satışa sunmayı planladıklarını açıkladı. Çalışanlar için üretilen cep telefonu modellerinde Windows Mobile'ı kullanacak şirket, ayrıca 4 tarzda cep telefounu üretecek. Bu konseptlerin isimleri ise Basic, Music, Lifestyle ve İnnovation. Basic konseptinde ise 3G ve müzik çalar gibi seçenekler bulunmayacak.

Şirketin açıkladığı MB400 isimli modelde dokunmatik ekran, kamera, Micro SD kart yuvası ve Bluetooth'a sahip ve tasarım olarak iPod'a benziyor. Diğer bir model MB500 kayan kapaklı bir tasarıma ve 3 MP kameraya sahip. FM radyo ve müzik çalara sahip.

Bilmediğiniz Vista Problemi ve Çözümleri

20 aylık Windows Vista geçmişimde 20 adet Vista yüklü masaüstü bilgisayar ve bir o kadar da dizüstü bilgisayarla çalıştım. Açıkçası Vista'ya alışmanın biraz zaman gerektirdiği doğru. Fakat bunca tecrübeme dayanarak Vista'nın çoğunuzun düşündüğü kadar adi ve gereksiz bir işletim sistemi olduğu kanısında değilim. Elbette bazı bariz avantajları ve bunun yanında bir takım sorunları var.

Eğer Vista'nın sizin istediğiniz gibi olmasını istiyorsanız, bunu kendiniz yapmalısınız. Yani, elinize İngiliz anahtarını alıp, işe koyulmalısınız. İlk önce biraz internet araştırması yapıp Vista'nın nasıl çalıştığını, eksilerini ve artılarını ve daha da önemlisi bu eksilerden nasıl kurtulacağınızı öğrenmeye çalışın. Öte yandan canınız bu zahmete katlanmak istemeyebilir. Bazılarımız için işletim sistemine diz çöktürmek deyimi yerindeyse "deveyi hendekten atlatmak" gibidir. Bunun için bazı önemli ve genel Vista sorunlarını sizin için araştırıp çözüm yöntemlerini yazdım.

Burada, Windows Vista işletim sisteminden en fazla verimi almanız en etkili ipuçlarını ve yöntemleri size aktaracağım. Mesela Volume Shadow Copies (gizlenmiş kopyalar) ve disk alanınızı onlardan nasıl kurtarabileceğinizi, Vista SP1 kurulumundan sonra yapmanız gereken temizleme işlemlerini ve kurulu programları tamamen ve titizlikle nasıl kaldırabileceğinizi öğreneceksiniz. Ayrıca mavi ekran hatalarını nasıl yakalayacağınızı, korumalı Vista dosyalarını nasıl sileceğinizi, USB bağlantılarının denetimini, aygıt sürücülerini düzenlemeyi, veri kurtarma ve yedeklemeyi ve çok daha fazlasını öğrenme şansına sahip olacaksınız.

Vista hakkındaki tüm eleştirileri iyi biliyorsunuz fakat bunlara neyin sebep olduğunu konusunda fazla bir fikriniz bulunmayabilir. Bu rehber sayesinde sizin daha önce haberinizin bile olmadığı eksiklikleri ve hataları sadece birkaç adımda giderebileceksiniz.


23 Ocak 2009 Cuma

Vista SP1 Yüklemesi Sonrası Temizlik

Microsoft, Vista'nın birinci hizmet paketine (SP1) güzel bir temizleme aracı eklemiş. Normalde bir hizmet paketinin yüklenmesi sonrasında etraf bir yığın çöple dolar, yani artık ihtiyaç duyulmayacak dosyalarla. Birkaç GB'ın boşu boşuna işgal edilmesi hoşuma gitmiyor. Vista SP1 yanında çöp toplayıcısıyla beraber geliyor ama Microsoft'un bu aracı tüm dünyaya sunmamış olması büyük bir eksiklik. Yalnız bu temizleyici büyük bir sorunu da beraberinde getiriyor: Bu aracı kullandıktan sonra SP1 yüklemesini bir daha asla kaldıramıyorsunuz. Bu uygulamayı kullanmak gerçekten çok kolay: Vista üzerinde bir komut penceresi açın (başlat menüsünün arama çubuğuna cmd yazın). Sonra uygulamanın ismini yazarak Enterleyin: vsp1cln.exe

Bu aşamadan sonra yapacağınız tek şey elinize çayınızı şekerinizi alıp temizleme işlemlerinin tamamlanmasını beklemek. Gerçekten bu uygulamayı kullanmak bundan daha kolay olamazdı. Kendi bilgisayarımda temizleme işlemi bir dakikadan daha az bir süre içerisinde tamamlandı ve 1.2 GB fazladan sabit disk alanı kazandım. Vista'nın yeni SP2'si daha gelişmiş bir temizleme aracıyla beraber gelecek diyorlar. Kim bilir? Belki Microsoft kendi çöpünü kendisi toplaması gerektiğinin farkına varmıştır.

Vista Servisleri Sistem Belleğinizi Gereksiz Yere Doldurmasın

Hasar tespiti yapmanın tam sırası. Buyurunuz: Başlat, başlat menüsü arama çubuğuna services.msc yazın. Eğer kendinizi şanslı hissediyorsanız ilk hizmeti seçiverin gitsin (aşağıdaki ekran görüntüsünde bakın). Şimdi ok (arrow) düğmesine basın ve sayın bakalım listede kaç servis varmış. Yeni kurulu bir Vista genellikle yüzün üzerinde hizmete sahiptir; benim şişirilmiş işletim sisteminde ise 140 tane var!

Peki bunların hepsine ihtiyacımız var mı? Belki evet belki hayır. Yıllardır Windows işletim sistemleri üzerinde uyguladığım "ihtiyacının olmadığı şeylere koyver gitsin" taktiği beni hep memnun etmiştir çünkü servislerin sayısı azalınca bellek de rahatlıyor. İşlemcisi ve bellek kapasitesi düşük bir sisteminiz varsa gereksiz servisleri kaldırınca hatırı sayılır bir hızlanma hissedebilirsiniz.

Vista Servisleri Sistem Belleğinizi Gereksiz Yere Doldurmasın

Vista ve XP işletim sistemlerindeki servislerle ilgili en iyi ipuçlarını Charles M. Sparks adlı bir uzmandan alabilirsiniz [BlackViper: http://www.blackviper.com]. Bu sitede servis yapılandırmalarını öğrenebilir ve Windows XP ile Vista ile ilgili önerilerden yaralanabilirsiniz. Ayrıca Sparks, Hizmet Kayıt dosyaları yardımıyla sadece birkaç fare tıklamasıyla tüm değişiklerin nasıl uygulanabileceğini de anlatıyor.

Hizmetler konsolunda herhangi bir hizmetin üzerine sağ tuş tıklayıp özellikler (properties) menüsüne girin. Aşağıdaki seçenekleri göreceksiniz:

Otomatik: Sistem açıldıktan itibaren hizmet çalışmaya başlar (ihtiyaç olmadığı zaman kendiliğinden durdurulabilir. )

Otomatik (Gecikmeli Başlangıç): Hizmet açılıştan sonra ihtiyaç duyulduğunda kendiliğinden çalışır ve görevini tamamladıktan sonra durdurulur.

Elle (Manual): Hizmeti siz kendiniz başlatır veya durdurursunuz.

Devre dışı (Disabled): Hizmet ihtiyaç duyulsa bile çalıştırılmaz.

Peki bu durumda neyi seçmelisiniz? Eğer ilgili hizmetin hayati olup olmadığından emin değilseniz otomatikte kalsın. Eğer ilgili hizmete ihtiyaç duymayacağınıza ve bir sorun çıkmayacağına eminseniz elle veya asla ilgilenmeyecekseniz devre dışı seçeneklerini seçebilirsiniz. Windows ihtiyaç duyduğu bir hizmeti çalıştıramazsa Olay Görüntüleyicisi'ne (Event Viewer) uyarı atar. Buraya bakarak işlerinizi rayına oturtabilirsiniz. Sparks'ın tabloları Vista üzerinde varsayılan olarak 15 hizmetin devre dışı bırakılabileceğini ve en az bir tanesinin daha otomatikten elle çalıştırmaya alınabileceğini gösteriyor. Bunu aynen uygulayabilirsiniz ancak işletim sisteminizin saçmalamaması için olay görüntüleyicisine bakmayı kesinlikle ihmal etmeyin.

Hasta Vista'ya Tanı Koymak

Zaman geçtikçe Vista işletim sisteminiz garipleşir. Mesela ben üç aydır video sürücü sorunları, Internet Explorer çökmeleri, uygulama hataları, yazıcı sürücüsü sorunları ve çeşitli işletim sistemi hatalarıyla boğuşuyorum. Her ne kadar üçüncü parti yazılımlar derdime tam olarak derman olmadıysa da, Vista kullanıcıların hataları ve çökmeleri belirlemelerine yardımcı olmak için üç adet mükemmel araca sahip.

Güvenilirlik Görüntüleme (Reliability Monitor) [Başlat düğmesi, arama çubuğuna "Güven" yaz, "Güvenilirlik ve Performans İzleyicisi" üzerine tıkla, son olarak Güvenilirlik İzleyicisi'ni seç]. Aşağıdaki ekran görüntüsü Vista'nın "sıradan" bir gününün nasıl geçtiğini gösteriyor: 11 Uygulama hatası ve 2 Windows hatası. Güvenilirlik Görüntüleme sistem sorunlarını başarıyla döküm haline getiriyor.

Sorun Raporları ve Çözümleri (Problem Reports and Solutions) [Başlat düğmesi , Denetim Masası, Sistem ve Bakım ve ardından Sorun Raporları ve Çözümleri'ni tıklatarak Sorun Raporları ve Çözümleri'ni açın]. Bu hizmet size sisteminizde ne tür sorunlar olduğunu gösterecek ve bunları Microsoft'a rapor olarak göndermenize yardım edecektir. Bunun haricinde, "Yeni Çözümlere Bak" üzerine tıklarsanız, Microsoft size işinize yarayabilecek bir ipucu söyler. Bunu yabana atmayın, gayet işe yarayan bir araç.

Sistem Sağlık Raporu (System Health Report) [Başlat düğmesi, denetim masasi (klasik görünüm), Sistem, Windows Deneyim Dizini, Gelişmiş Araçlar ve son olarak "Sistem Sağlık Raporu oluştur" a tıklayın]. Bu işlemi yaptığınız zaman ilgili hizmet birkaç dakika boyunca sisteminizle ilgili bilgileri toplayıp bir araya getirir. Bu bilgiler işletim sisteminin, sabit disklerin, güvenlik merkezinin, sistem hizmetlerinin ve donanım sürücülerinin durumunu bize bildirir. Üstteki resimde benim sistemin "rapor kartını" görüyorsunuz. Ben bu raporu kendi açımdan yeterince iyi görüyorum çünkü tek bir pürüz dışında her şey normal gibi duruyor.

İşte bu üç yöntemi deneyerek ve hata kodlarını internet üzerinden araştırarak istemediğiniz durumları ve hataları nasıl önleyebileceğinizi rahatlıkla öğrenebilirsiniz.

Kötü Vista Sürücüleri

Vista üzerinde sık sık ve bazen ciddi sürücü hatalarıyla karşılaşıyordum. Hatta bazen öyle ciddi sorunlar ortaya çıkıyordu ki sistem çöküyordu.

Ayrıca insan arayüz aygıtlarıyla ilgili ufak sorunlarla da karşılaşmadım değil. Örneğin farenin tutukluk yapması veya caps lock düğmesinin düzgün çalışmaması gibi (Logitech SetPoint ve Microsoft'un kendi IntelliType ve IntelliPoint sürücüleriyle). O zaman bir Vista makinesi üzerinde sürücü durumunu öğrenmenin en iyi yolu nedir?

İnternette yine birçok sürücü tarama uygulaması var. Bunlardan en iyileri DriverAgent, DriverGude Toolkit ve Drivers HeadQuarters. Aslında bunların hepsi aynı mantıkla çalışıyor: bilgisayarınızı tarıyorlar ve kendi veritabanlarına bakarak sürücülerinizin ne kadar eski olduğunu belirliyorlar. Son olarak en güncel sürücüleri sizi zahmete sokmadan otomatikman indirip tüm sistemi güncelliyorlar. Elbette bu rahatlığın da yaklaşık 30 USD gibi bir bedeli var. Ben şahsen DriverAgent'i kullanıyorum çünkü istediğiniz kadar bilgisayar için sürücü alabiliyor.

Bazı sürücü güncellemeleri exe veya msi uzantısıyla değil de zip biçiminde gelir. Bazen otomatik yükleme paketlerinde sorun çıkabilir ve sürücüler doğru yüklenmeyebilir. Bu bakımdan zip biçimindeki sürücüler avantajlıdır çünkü Vista'nın Aygıt Yöneticisini (Device Manager) kullanarak zip klasörü içindeki sürücü dosyalarını tanıtabilme şansınız var.

Vista'nın disk endekslemesi çok daha gelişmiş olduğundan sürücü dosyalarının nerede olduğunu kolaylıkla tahmin edebiliyor. Eğer Aygıt Yöneticisi'ni açarsanız bilgisayarınıza takılı konumda bulunan aygıtlardan birisini seçebilirsiniz. Sürücüsünü tanıtmak istediğiniz aygıtı bu listeden seçin, üzerinde sağ tıklayın ve "Sürücü Yazılımını Güncelle (Update Driver Software)" seçeneğini seçin. Başka bir pencere açılacak ve o pencerede "sürücü yazılımı için bilgisayarıma göz at" üzerine tıklayın ve daha sonra "bilgisayarımdan bir aygıt yazılımı seçmeme yardımcı ol" seçeneğini seçin.

Microsoft dijital imzalı sürücüler konusunda da baya baş ağrıtıyor. Kendi edindiğim tecrübelere göre kullandığınız aygıt saygın ve tanınmış bir firmanın üretimi ise imzalı sürücü meselesi pek sorun olmuyor. Ne olursa olsun siz yine de benim burada anlattığım adımları uygulayın. Son olarak en az ayda bir kez sürücülerinizi güncellemenizi öneriyoruz.

USB Çıkışlarınızı Ve USB Aygıtlarınızı Yönetmek

Bilgisayarınız hem USB 1.1 hem de USB 2.0 sahibi olabilir. Eğer öyleyse hangi çıkışın 2.0 hangisinin 1.1 olduğunu bilmeniz gereklidir. Böylece fare ve klavye gibi çevre birimlerini daha yavaş olan 1.1 çıkışlarına ve veri depolamak için kullandığınız USB bellekleri ise 2.0'a takarsınız. Peki çıkışlarınızın hangi tipe ait olduğunu nasıl belirlersiniz?

Sizin için internette birkaç USB uygulamasına baktım ve birkaç kullanışlı program buldum. Yalnız bu programların hepsi 50 USD'nin üstünde satılıyor ve hatta bazıları 100 USD'nin de üstünde bir fiyata sahip. Böyle basit bir işlem için biraz pahalı oyuncaklar. Neyse ki Microsoft imdadıma USBView adlı bir programcıkla yetişiverdi. Aşağıdaki ekran görüntüsü yavaş USB çıkışına takılı konumda bulunan Microsoft Natural Ergonomic Keyboard 4000'i gösteriyor.

Çıkışlara hangi aygıtların takılı olduğunu öğrenmek için pencerenin gri renkli sağ sütunundaki üretici kimliği bilgisini aratın. Ya da herhangi bir aygıtı yerinden çıkarıp, yeniden takarak nelerin değiştiğine bakabilirsiniz.

Tüm çıkışların ne olduğunu öğrenmek amacıyla ben sadece bir USB bellek kullandım. Bu belleği her çıkışa sırayla taktım. Bilgisayarım ön panelde iki ve arka panelde ise dört USB çıkışına sahip fakat anakart üzerindeki tümleşik USB kafalarını kullanarak dört çıkış daha ekledim. Toplamda sayısı on olan bu çıkışların tiplerini sadece beş dakikadan az bir süre içerisinde belirlemiş oldum. Eğer dizüstü bilgisayar kullanıyorsanız bu işlem iki dakikadan daha fazla bir süre almamalı.

Gizemli "Volume Shadow Copy" Meselesi

Vista'nın Volume Shadow Copy Hizmeti (VSS) geri yükleme noktaları oluşturur ve gölge kopyalar adı verilen bir mekanizmayla verilerin o anki durumlarını kaydeder. VSS açık dosya ve uygulamaların statik kopyalarını yaratır.

Kulağa hoş geliyor ancak VSS disk alanının önemli bir bölümünü işgal edebilir. Bu dosyaların ne kadar alan kapladığını öğrenmek için cmd penceresinde vssadmin komutunu kullanabilirsiniz.

Aşağıdaki ekran görüntüsünde vssadmin komutundan sonra C: ve D: bölümleri üzerindeki geri yükleme noktaları ve gölge dosyalarının ne kadar yer kapladığı görünüyor: D üzerinde 23.079 GB (toplam boyut: 149 GB, gölge dosyalarının payı = % 15.5) ve C üzerinde 69.448 GB (Toplam boyut 465 GB, gölge dosyalarının payı = % 14.9)



C'nin kapasitesi 465 GB fakat bu bölümdeki dosyaların kapasitesinin 120 GB olduğunu belirlediğim halde işletim sistemi geriye 230 GB boş alan kaldığını gösteriyordu. Bunun üzerinde vssadmin list shadows komutunu girdiğimde karşıma devasa bir liste çıktı. İşin kötü tarafı bu listede yer alan gölge dosyalarının boyutu tam 85 GB! Daha sonra birdenbire geçenlerde 200 GB kapasiteli USB diskimdeki şarkıları bu sabit disk üzerine kopyaladığımı hatırladım. VSS'in de aynı anda bu dosyaları alıp gölge dosyaları olarak kaydettiği açık. Üstelik bu dosyalar kullanıcıların erişimine izin verilen bir klasörün içinde kopyalanmış.

Peki bu gereksiz dosyalardan nasıl kurtulabiliriz? Vista gölge dosyalar için varsayılan olarak sabit diskin %15'ini ayırıyor fakat ayrılan bu alandan daha büyük bir dosya yaratılırsa Vista bu dosyanın da gölge kopyasını "seve seve" oluşturuyor. Vssadmin temel komutunu kullanarak gölge dosyaların kapasitesini sınırlayabilirsiniz. Aşağıda ilgili komut satırını görüyorsunuz:

vssadmin resize shadowstorage /For=T: /On=T: /MaxSize=Num

Bu komut satırındaki T harfi sürücü adını gösteriyor ve sadece örnek teşkil etmekte. O yüzden büyük ihtimalle siz C veya D yazacaksınız. Num yazan yere ise sürücü kapasitenizin %15'ini girin. Benim C sürücüm için şöyle yazmam gerekiyor: /For=C: /On=c: /MaxSize=69.75. Bu numarayı deneyecekseniz bence bunu yapmadan önce sisteminizi yedekleyin ve komutu uyguladıktan sonra bilgisayarınızı yeniden başlatın. Vista otomatikman en eski geri yükleme noktaları öncelikli olmak üzere gölge dosyalarının önemli bir bölümünü kaldıracaktır.

GeForce GTX 295



Kimse ikinci sırada yer almayı sevmez, özellikle de Nvidia. Grafik devi GeForce GTX 260 ve GTX 280'i duyurduğu sıralarda AMD'nin elindeki en iyi kart Radeon HD 3870 X2 idi. Nvidia bu kartlarla uzun süre zirvenin keyfini çıkaracağını zannediyordu ama ummadık taş baş yararmış. AMD bu duyurudan sadece birkaç hafta içerisinde bombayı patlattı ve Radeon HD 4850 ve 4870'i çıkarttı. Nvidia bu kadar dişli rakipler gelmesini beklemiyordu açıkçası. Gerçi bu kartlar Nvidia'nın GTX 280'inin biraz gerisinde kalıyorlar fakat AMD, izlediği fiyat politikasıyla Nvidia'yı büyük indirimler yapmaya zorladı. Sonuçta Radeon HD 4800 serisi kartlar bugünlerde GeForce GTX kartlardan hala daha fazla satıyor.

AMD üretim teknolojileri konusunda da Nvidia'dan bir adım önde. Bu sayede daha küçük fakat güçlü grafik işlemcileri üretebilen şirket geçtiğimiz ağustos ayında iki adet RV770 grafik işlemcisini tek bir PCB'ye sığdırıp Radeon HD 4870 X2 gibi bir oyun canavarı yarattı. GTX 280'i bile toz duman arasında bırakan bu kart 2 GB GDDR5 belleklerden güç alıyor ve bu incelemeyi yaptığımız güne kadar tartışmasız liderdi. Bununla beraber tek bir RV770 grafik işlemcisi taşıyan ucuz 4800 serisi kartlar (Radeon HD 4830 ve 4850) bir zamanlar Nvidia'nın göz bebeği olan G92 grafik işlemcili modellerinin büyüsünü bozdu.

Eğer bir Nvidia fanatiğiyseniz ve HD 4870 X2'yi alt eden bir Nvidia sistemine sahip olmak istiyorsanız bunu gerçekten yapabilirsiniz: Sadece iki tane GeForce GTX 280 satın alın yeter. Çok daha üstün bir oyun sistemi oluşturmak istiyorsanız, yaklaşık 1000 USD'ye kıyıp iki tane Radeon HD 4870 X2 alarak bir CrossFireX yapılandırması oluşturun. Dünyanın en büyük oyun canavarı benim demek istiyorsunuz? Üçüncü GeForce GTX 280 sizi bekliyor. Eee Üçlü SLI yapılandırması bugünler için değil mi? Hey durun! Bu çılgınlık nereye kadar sürecek? (Bu kadar çılgınsanız bile böyle çok ekran kartlı yapılandırmalardan tam verim alabilmek için bir Core i7 işlemcisine sahip olmanız gerektiğini de biliyorsunuzdur.)

İşte bunun önüne geçebilmek amacıyla sadece tek bir karta göre yorum yapmak en iyisi olacaktır. Sadece, dörtlü SLI veya CrossFire gibi başka alternatifleriniz olduğunu da bilin. İş paraya bakar. Fakat verdiğiniz para ile aynı oranda yüksek başarım elde edemeyeceksiniz. Eklenen her karttan sonra kazanım oranı %70-80'den %5-10'a kadar düşebilir. Ayrıca eklediğiniz kart ile aynı oranda güç tüketiminiz artacak, dolayısıyla çok güçlü ve pahalı güç kaynaklarına da ihtiyacınız olacak. Elbette, son karar size ait.


Acer Aspire 8930G-7665

Acer’dan Ucuz Yollu bir Dört Çekirdekli Dizüstü
Dünyanın en büyük üçüncü dizüstü bilgisayar üreticisi Acer, 2009’da Dell ve HP ile olan rekabetini kızıştıracak. Firma, fiyat/başarım yönü yüksek ürün sunma stratejisini gelecek sene de sürdürmeyi planlıyor.
1800 USD’ye dört çekirdekli işlemcisi olan dizüstü bilgisayar. Evet, Acer’in fiyat/başarım rekabeti yine tüketiciye yarayacak. Model adı Aspire 8930G-7665 olan bu ürünün ekran boyutunun tam 18.4” olduğunu da önemle belirtelim. Bu alanda kendisine benzeyen bir tek HP HDX18T var ama onun da fiyatı çok daha yüksek. Acer’in dizüstü bilgisayarının temel bileşenlerini söyle sıralayabiliriz: 2.0 GHz Core 2 Quad Q9000 CPU (üreticinin dediğine göre hızaşırtmalı ve bu yüzden 2.53 GHz hızında çalıştırılıyor), 4 GB bellek, Nvidia 9700 GT grafik işlemcisi, 500 GB sabit disk, Blu-ray okuyucu ve Windows Vista 64-bit). Ve bunların hepsi sadece 1800 USD’ye. Tahminen ülkemizde de 2000 USD altı bir fiyat bekleyebiliriz. HP’nin 18” bilgisayarı ise 2550 USD.

Intel 160 GB Katı Durum Diski

Intel sözünü tuttu ve 160 GB kapasiteli SSD’leri satıcılara yollamaya başladı. Yeni 160 GB’lık disk Intel’in orta sınıf 80GB 2.5” modelinin yanına arkadaş olacak.

Gönderilen katı durum disklerinin sayılarının son derece sınırlı olduğunu ve yılın ilk çeyreğinden itibaren satılmaya başlanacağını öğrendik. Bu diskler de 80 GB X25-M modelinde olduğu gibi MLC tipi flaş bellek yongalarından meydana geldikleri için okuma hızının 250 MB/s ve yazma hızının ise 70 MB/s dolaylarında olacağını düşünüyoruz.

Güç tüketiminin ise tam yük altındayken sadece 0.15 Watt olması bekleniyor.

Fiyat durumları şu sıralar pek belli değil fakat 80 GB kapasiteli modelden yaklaşık 2 kat daha pahalı olacağını tahmin ediyoruz. Yani mantıken 1000 USD’nin biraz üstünde olabilir. Ancak yüksek başarımlı SSD pazarındaki rekabetin giderek hızlandığını göz önünde bulundurursak belki 1000 USD eşiğinin altında fiyat etiketlerine sahip olabileceğini düşünmek de hayal olmaz.

Ne olursa olsun GB başı hala çok yüksek olan SSD’leri 2009 yılında da orta sınıf bilgisayarlarda göremeyeceğimizi zannediyoruz.

22 Ocak 2009 Perşembe

Eski donanımlar bilgilerinizi tehdit ediyor

Eski sabit diskinizi satmak isterken, silindi sandığınız bilgileri de sattığınızın farkında mısınız?

Çoğu satıcı, sabit diskini satmadan önce içindeki herşeyi sildiğinden emin olur. Farkında olmadıkları noktaysa, "basit" yöntemlerle sildikleri dosyaların kolayca tekrar geri getirilebileceğidir. İnternette bulunabilen ve çoğu ücretsiz olarak dağıtılan kurtarma araçları ile bunu gerçekleştirmek gerçekten çocuk oyuncağı.

Biz de, bir açık artırma sitesinden satın aldığımız farklı donanımları (sabit diskler, USB bellekler, dijital kameralar, hafıza kartları ve cep telefonları) detaylı olarak inceledik. Sonuçlar gerçek anlamda şaşırtıcı oldu, çünkü donanımlarda birçok gizli sayılabilecek dosyanın izine rastladık. Tatil fotoğrafları, korsan yazılımlar, telefon rehberleri ve vergi işlemleriyle ilgili formlar bu dosyalardan sadece birkaçı. Kısacası, satıcılar önlem almadıkları için özel hayatlarına dair birçok veriye ulaşabildik.


USB bellekler ve sabit diskler -I

USB bellekler
Kullanılmış USB belleklerin fiyatları oldukça uygun olduğu gibi veri kaynağı olarak da oldukça verimliler. Araçlarımız çoğu bellekte silinmiş dosyaları, örneğin MP3 dosyalarını ve korsan yazılımları bulmayı başardı. Satın aldığımız 128 MB kapasiteli bir USB bellekte teorik olarak her şey silinmişti. "Restoration" isimli küçük yazılım ile yaptığımız tarama sonunda 115 adet dosyanın izine rastladık. Bunlardan 41 tanesi kullanılmaz haldeken, diğerleri az hasar görmüş dosya kalıntılarıydı. Bulduklarımız arasında WinDVD 7 programının çalışır halde korsan bir kopyası da bulunuyordu. Ayrıca yine aynı USB bellekte bulduğumuz "keygen.exe" dosyası ile seri numarası oluşturup programı kurabildik.

Bir başka markanın 1 GB kapasiteli USB belleğindeki dosyalara ulaşmak daha zor oldu, çünkü sahibi belleği satmadan önce formatladığı için, Restoration RAW taraması yapamadı ve dolayısı ile bit kalıbına uygun silinmiş dosyaları ve veri sinyallerini bulamadı. Restoration normalde incelemelerini dosya tablosundaki dosya isimlerinden yola çıkarak yapıyor, ancak yeni formatlanan bir bellekte bu liste yok olduğu için araç görevini yapamıyor.

Bu yüzden ikinci bellekte daha özel bir araç olan "FormatRecovery"yi kullandık. FormatRecovery, Restoration'dan farklı olarak dosya isimlerini de tekrardan oluşturabiliyor. FormatRecovery belleği taradıktan sonra bütün dosyaları bir bir ortaya çıkarmayı başardı. Sonuç mu? Aerosmith'den Xavier Naidoo'ya kadar 170 şarkıdan oluşan geniş bir MP3 arşivine sahip olduk.

USB bellekler ve sabit diskler -II

Sabit diskler
Sabit disk satıcıları güvenlik konusunda USB bellek satıcılarına göre daha hassaslar. Ancak buna rağmen, eski bir 80 GB Maxtor sabit diskte birçok dosyanın izine rastlamayı başardık. Diski IDE kablosuna bağladığımızda disk boş gözüküyordu, içerisinde hiçbir veri yoktu ve bölümler (partiton) bile ortadan kaldırılmıştı. Daha sonra "Test Disk" isimli araç ile yaptığımız taramada olayın iç yüzünün farklı olduğunu gördük. Araç, sabit diskte birincil bir başlangıç bölümü (partition) ve bir başka bölümdeyse üç mantıksal sürücü buldu. Çıkardığımız sonuca göre, bu sabit disk basit bir bölümle programı tarafından veya Windwos üzerinden boşaltılmış.

Test Disk, silinmiş sürücüleri "deleted" kelimesinden gelen "D" ile belirtiyor. Ancak sürücler "logical" ı simgeleyen "L" sembolü ile değiştirilebiliyor ve "Write" ile tekrar eski haline getirilebiliyor. Bilgisayarı baştan başlatınca, Maxtor sabit diskteki bölümlerin tekrar görülebilir hale geldiğini gördük, ama içindeki dosyalar hala görünmüyordu. Çünkü sabit diskin bir önceki sahibi diske format atmadan önce dosyaları elle de silmiş. Zekice bir davranış olsa da, bizi durdurmak için bu da yeterli olmadı. Çünkü şimdi de belleklerde yaptığımız gibi veri kurtarma araçları ile analiz yapıp, bulduğumuz dosyaları tekrar eski haline getirebildik. Bunu yaparken, sabit diski harici bir disk olarak bilgisayara tanıttık; yani birincil disk yapmadık ve üstüne Windows kurmadık. Eğer eski verilerin üzerine Windows kursaydık o verileri tamamen kaybedebilirdik.

USB bellekler ve sabit diskler -III

Linux altında da (örneğin Knoppix) sabit diskteki eski dosyaların izini sürmek mümkün. Ancak Linux altında çalışan ücretsiz "Fatback" ve "NTFSundelete" gibi kurtarma araçlarının sadece komut satırlarıyla çalışıyor olması bir dezavantaj. Eğer çok fazla dosyayı onarıp eski haline getirmek istiyorsanız, bu iş komut satırlarıyla çok uzun sürecektir. Bu yüzden ücretli bir Linux yazılımını tercih etmeniz gerekiyor. Prosoft'un "Data Rescue" yazılımı da bunlardan birisi.

Yazılımın kullanımı oldukça kolay. Sadece kuruyorsunuz, bilgisayarı baştan başlatıyorsunuz ve aygıtı taratıyorsunuz. Data Rescue'nun diğer bir avantajı sizi sabit diskteki hatalara karşı uyarması. Bilgisayarı doğrudan düğmesine basarak kapatmak bazı verilerin kaybolmasına neden olabilir. Data Rescue, böyle bir durumda bütün diski imaj, yani kalıp olarak kopyalayabilir. Daha sonra imajdan dosyalar kurtarılıp eski haline getirilebiliyor. Aslında bu, veri kurtarma uzmanlarının kullandığı yöntemin de ta kendisi.

Data Rescue, tarama sonrasında bini aşkı eski dosyayı karşımıza getirmeyi başardı. Diskin bir bölümünde 6. His filminin korsan bir kopyasını bulduk, diğer bir imaj dosyasındaysa komple bir Windows kuruluydu. Kısacası sabit diski satın alınca, yanında hazır bir Windows'a ve 6. His

Daha da ilginç olan, sabit diskin önceki sahibi hakkındaki bilgileri içeren dokümanlar. Kurtarma turumuz sırasında rastladıklarımız: Bölümlerden birinde "Backup" isimli bir klasör içinde birçok 2005 yılının vergi formlarını, matraflarını v.s göstern birçok PDF dökumanına ulaştık. Sizin de gördüğünüz gibi Maxtor sabit diskin eski sahibi oldukça dikkatsiz davranmış, çünkü kişisel bilgilerini ele geçirebildik.

Tamamen silmenin yolu
"Eraser" gibi veri imha programlarından birini kullanarak bilgisayarınızdaki tüm verileri bir daha geri dönülmeyecek şekilde silebilirsiniz. Eraser, ilk olarak diskteki boş alanların üzerine anlamsız veriler yazıyor, çünkü bu alanlar eski verilerin izlerini taşıyan yerler. İkinci adımda hala diskte bulunan klasör ve dosylar siliniyor.
filmine de sahip olmuş olduk.

Dijital kamera & hafıza kartları I

Dijital kameralar
Bu nokta biraz sorunlu. Kamera belleği genellikle üst üste veri yazımına izin vermez. Eraser gibi veri imha edici araçlar bile çok seyrek olarak çalışırlar, çünkü kamerada Windows yüklü olmadığından belleğe erişim haklarını kaybederler. Her ne kadar dijital kameraların menülerinde bütün resimlerin silinmesine yarayan fonksiyonlar bulunsa da, bunun Windows'un basit silme özelliğinden bir farkı yok. Yani, siz silsenizde bütün fotoğraflar hala bellekte kayıtlıdır, sadece görünmezler. Nitekim satın aldığımız 16 MB dahili bellekli Nikon Coolpix L6'da yaptığımız aramada birçok dosyanın izine rastladık.

Kamerayı bilgisayara USB kablosu ile bağladıktan sonra, fotoğraf kurtarmada uzman bir açık kaynak yazılımı olan "Photorec" ile yaptığımız taramada karşımıza altı adet yüksek çözünürlüklü JPEG dosyası çıktı. Sizin için çok özel olan birkaç fotoğrafın yabancılar tarafından da görülmesi herhalde pek hoş bir durum olmayacaktır. Bizim bulduğumuz 6 adet fotoğrafın kötü niyetli insanların eline geçebileceği ihtimali de asla akıldan çıkartılmamalı.

Dijital kamera & hafıza kartları II

Bellek kartları
Eski dijital kameralarda dahili bellek bulunmuyordu, görüntüler doğrudan bellek kartlarına kaydediliyordu. Bellek kartlarından silinen görüntüleri tekrar geri getirmekse çocuk oyuncağı. Yapmanız gereken prensipte USB bellekte yapılanla aynı. Zaten kullanılan dosya sistemi de USB belleklerle aynı, yani FAT.

Yine bir açık artırma sitesinden satın aldığımız bellek kartında yaptığımız taramada, eski sahibi olan ailenin yaz tatilinde çekilmiş fotoğraflarını bulduk. 1 GB kapasiteli SD kartta, yaklaşık 104 adet fotoğrafın izine rastladık. Bunların bir kısmı TIF, bir kısmı JPEG formatındaydı ve hepsi de yüksek çözünürlüklü ve iyi kalitede çekilmişti. Ancak baştan belirtmekte yarar var, fotoğrafları geri getirmek sabır isteyen bir iş: Photorec'in bütün fotoğrafları onarması yaklaşık 1 saat sürdü. SD kart ile gerçekleştirdiğimiz bu deneme, tabii ki diğer bellek kartı modelleri için de aynen geçerli.

Tamamen silmenin yolu
Bellek kartlarında, USB belleklerdeki gibi Eraser yazılımını kullarak resimleri, videoları ve diğer verileri karttan tamamen uzaklaştırabilirsiniz. Dijital kameranın dahili belleğini silmenin yolu ise, başta da belirttiğimiz gibi yok. Yapılacak en iyi şey, belleği kişisel olmayan, anlamsız resimlerle doldurmak.

Telefonlar ve cep telefonları - I

Akıllı telefonlar
Akıllı telefonlardaki kurtarma metodlarını satın aldığımız bir Nokia E61 üzerinden anlatacağız. Windows telefon veri transferi modundayken, Nokia E61'i otmatik olarak tanıyor ve sürücü gibi görüyor. Dolayısı ile bütün kurtarma araçlarını akıllı telefon üzerinde kullanabiliyorsunuz. Bu işlemin böylesine kolay olmasının nedeni, telefonun içinde Symbian OS işletim sisteminin çalışması ve FAT dosya sistemine izin vermesi. Bir kurtarma aracı akıllı telefonun dahili belleğini okumak için daha fazla ne isteyebilir ki?

Smartphone kategorisindeki diğer kurbanımız Sony Ericsson oldu. K750i modelini bilgisayara bağladık ve beraberinde gelen PC–Suite yazılımını çalıştırdık. PC Suite çalışıtığı sürece, herhangi bir Windows uygulamasından cep telefonuna gayet rahat ulaşabildik.

"PC Inspector File Recovery" isimli yazılım, telefondaki deniz kenarında çekilmiş ve sonra silinmiş fotoğrafları ve videoları kolayca buldu. Bütün görüntüler, genelde cep telefonlarının otomatik olarak görüntüleri kaydettiği "100 MSCDF" klasöründe yer alıyordu.

Telefonlar ve cep telefonları - II

Cep telefonları
Windows'un sürücü olarak algılamadığı cep telefonlarında veri kurtarmak biraz zor. Her cep telefonunda başka bir işletim sistemi bulunuyor, hatta üreticiler kendi içlerinde bile farklı modellere farklı işletim sistemleri yükleyebiliyor. Bu yüzden cep telefonlarındaki silinmiş verileri kurtarmaya yarayan özel bir kurtarma yazılımı ne yazıl ki yok.

Ancak bu noktada, verilerin kurtarılması için mahkeme ve adli tıp kurumuna ait bilgisayarlarda çalışan programlardan (Computer-Forensic gibi) bahsedilebilir. Bu programlar çok pahalı ve genelde soruşturma ofisleri ya da veri kurtarma labaratuarlarında hizmet veriyorlar. Bu alanda lider olan Kroll Ontrack (Ayrıntılı bilgi için: www.krollontrack.com), Paraben isimli şirketin (Ayrıntılı bilgi için: www.paraben-forensics.com) bir yazılımını kullanıyor. Kurtarma yazılım paketi "Paraben's Device Seizure Toolbox"un ücreti 800 dolar. Bu paket çoğu bilinen cep telefonu modeli için eklentiler sunuyor. Yazılım, silinmiş dosyaların izini cep telefonuna göre değişmekle birlikte "Physical Plugin" üzerinden sürüyor. Bunun için önce cep telefonu hafızasının çok detaylı bir imajını alıyor, daha sonra bir Hex-Editor yardımıyla bu imajı değerlendiriyor.

Telefonlar ve cep telefonları - III

Cep telefonundaki verileri kurtarabilmek için önce telefonun USB sürücüsünü yüklemek gerekli, çünkü Device Seizure sadece kablo üzerinden çalışabilen bir yazılım, yani Bluetooth veya kızılötesi üzerinden çalışmıyor. Daha sonra oluşturacağınız bir "Case" ile programın tarama fonksiyonunu çalıştırabiliyorsunuz. Cep telefonuna erişimi destekleyen "Physical Plugin" destekli bu yazılım sayesinde, cep telefonundaki bütün verilere ulaşmak mümkün. Bu program ile kullanılmış bir Motorola E1000 cep telefonunda silinmiş kısa mesajları ve rehbere kayıtlı birçok telefon numarasını ortaya çıkartmayı başardık.

Tamamen silmenin yolu
Cep telefonundaki verilerin başkaları tarafından ele geçirilmesinin önüne geçmek gerçekten zor. Hangi harici yazılım cep telefonun dahili belleğinin üzerine veri yazabilir ki? Şu an için bu işi yapacak Eraser'a benzer bir araç bulunmuyor. Tabii bunun yanında cep telefonlarındaki kayıp verilerin tekrar ortaya çıkarılmasına yarayan yazılımlar (Computer-Forensic gibi) çok yüksek fiyatlı olduğu için, telefonunuzu alan kişinin verilerinizi ele geçirmesi pek olası değil.

Yine de güvenliği elden bırakmamak için, cep telefonunuzu satacaksanız içindeki bütün verileri sildikten sonra telefonunuza anlamsız resimler, videolar yükleyerek eski verilerden kalan izleri silin. Böylece telefonu satın alan kişi, eski verilerinizi ele geçiremeyecektir.

Dosyalar formattan sonra nasıl görülebilir?

Windows altında bir dosyayı sildiğinizde, onu Geri Dönüşüm Kutusu'na gönderirsiniz. Geri Dönüşüm Kutusu'nu boşalttığınızda, dosyayı tamamen sildiğinizi sanırsınız ama o hala ordadır, sadece siz göremiyorsunuzdur.

Basit durum: Windows Geri Dönüşüm Kutusu'ndaki bir dosyayı silince aşağıdakiler gerçekleşir:

1. XP, bölüm (partition) tablosun iki Byte'ını değiştirir: Bu dosya silindi.
2. Diğer bütün değerler, örneğin dosya ismi saklı kalır.
3. Bu yüzden kurtarma araçları bölüm tablosundan dosyanın hangi kümede (cluster) bulunduğunu öğrenir. Bu alan "Dataruns" olarak adlandırılır ve dosyanın kaç küme kapladığı, kaç parçadan oluştuğu ve hangi kümede başladığı hakkında bilgiler içerir. Bu bilgilerden yola çıkarak her kurtarma aracı dosyayı tekrar eski haline getirebilir.

Zor durum: Eğer Windows bölüm tablosundaki girişlerin üstüne başka bir veri yazdıysa veya sürücü formatlanırken bölüm tablosu silinmişse durum biraz daha karmaşıklaşır. Böyle durumlarda kurtarma aracı kendi dosya alanını taramak ve elde ettiği dosya kalıbıyla dosyanın neye benzediğini ve kaç kümeden oluştuğunu anlamak zorundadır. Her ne kadar karmaşık gibi gözükse de, bu çoğu zaman mümkündür. Bir JPEG dosyası için örnek verecek olursak: Gerçek resim dosyalarının başlığı "JFIF" ile başlar ve dosyalar "EOI" (End of Image) işaretiyle biter. Kurtarma aracı, bu tanıma uymayan dosyaları pas geçecektir.

IK Multimedia Classik Studio Reverb

Plate, Room, Hall ve Inverse olarak 4 farklı model içeren bu reverb yazılımı dünyanın birçok stüdyosunda profesyonel kullanıcılar tarafından tercih edilmektedir. Müzik endüstrisinin önde gelen tüm müzik magazinlerinden 9 ve üzeri review notu olan bu yazılım tüm sequencer yazılımlarına entegre edilebilmektedir. Basit/Gelişmiş kullanıcı modları, hazır programları ve her kullanıcı seviyesine hitab eden parametreleri ile CSR stüdyonuzun vazgeçilmezi olmak konusunda bir hayli iddialı.

AMS Neve 8051 Surround Compressor

Elde üretilen 8051, altı adet transformatör balanslı ses yoluna sahip, iki side-chain giriş ve anahtar giriş(key input) ile tamamlanmış analog bir kompressördür. Altı adet 2254 kompresyon devresi temeline -efsanevi 33609 stereo kompressör topolojisinin aynısı- dayanan 8051 ünlü Neve soundunu 5.1 formatta sunmaktadır. Esnek side-chain yönlendirmesi, trimleme ve filtreleme özellikleri bu cihazı surround miksaj ve mastering için kaliteli bir kompressör haline getirmektedir.

Fonksiyonellik:
Her kanal istenirse side-chain A veya side-chain B girişleri aracılığıyla kontrol edilebilir ve altı sinyal yolu iki side-chain arasında istenilen formata göre ayrılabilir. Her ses kanalı istenilen side-chain yoluna veya ikisine birden yönlendirilebilir; örneğin 5.1 bir miks içerisindeki merkez hoparlör kanalı side-chain A kullanılarak kompres edilebilirken aynı zamanda side-chain B girişide surround kanalların kompresyonunu kontrol edebilir.

8051'in kompresörü ayrıcalıklı bir şekilde yumuşak olmakla birlikte, kompresyon ekstrem ayarlarda bile transparan kalabilmektedir. Ürünün kullanım kolaylığı ve esnekliği ile beraber ses kalitesi 8051'i dünyanın surround miksaj ve mastering için en çok arzu edilen ünitelerinden bir yapmaktadır. Efsanevi Neve analog ses kalitesi sunarken herhangi bir kontrolden vazgeçmemenizi sağlayan 8051 isterseniz tekbaşına isterseniz de Neve 88RS konsola monte edilerek kullanılabilir.

User Account Control - UAC

Windows Vista’da Kullanıcı Hesap Denetimi “User Account Control-UAC” (Onay Uyarılarının Kapatılması)

UAC Microsoft’un Windows Vista ürünüyle birlikte kullanıcılarına sunduğu
bir güvenlik mekanizmasıdır. Öyle ki Vista kullanıcıları bilirler ki her bir uygulama çalıştırmak istediklerinde ekranda hafif bir karartı ile birlikte bir uyarı penceresiyle karşılaşırlar. Bu uyarı penceresine onay verdikten sonra işlemlerine devam ederler. Bu yazımızda sizlere Microsoft Windows Vista Kullanıcı Hesap Denetimi (User Account Control-UAC) onay uyarısının nasıl devre dışı bırakıldığını anlatacağım.

Windows Vista kullanmaya başladıktan sonra her işlem yapmak istediğimizde bizi uyarılara boğan bir yapı zamanla canımızı sıkmaya başlıyor ve o sinirle bu uyarıyı devre dışı bırakmak için Control Panel‘e gidiyor, User Account‘u tıklıyor, hemen arkasından da Turn User Account Control Off‘u tıklayarak UAC‘yi tümüyle devre dışı bırakıyoruz. Dışarıdan bakıldığında can sıkıcı ve gereksiz olarak değerlendirilen bir özellik olarak görünsede bu işlemden sonra güvenliğimizi bir seviye düşürmüş ve UAC‘yi tümüyle devre dışı bıraktığımız için sistemimizin Kötü Amaçlı Yazılımlara karşı korumalarından bir tanesini ortadan kaldırmış oluyoruz.

Peki Kullanıcı Hesap Denetiminin (UAC) aktif kalmasını istiyor, fakat Vista’nın yaptığımız her eylemde bizi uyarmasını istemiyorsak ne yapmalıyız? Bunu önlemek amacıyla bu uyarının Local Security Policy (secpol.msc) üzerinden devre dışı bırakılmasını adım adım anlatacağım.

1 - Local Security Policy‘i çalıştırmak için Start Menu —> Run‘a tıklıyoruz ve buraya “secpol.msc” yazarak Enter’a basıyoruz.

2 - Local Security Policy penceresi karşımıza geldikten sonra Local Policies —> Security Options tabına tıklıyoruz ve sağ taraftaki bölmede bir takım özelliklerin listelendiğini görüyoruz. Bu bölmeyi aşağı doğru kaydırdığımızda “User Account Control:” ile başlayan satırlar karşımıza çıkıyor. Burada “User Account Control:Behavior of the elevetion prompt for administrator in Admin Approval Mode” seçeneğini görüyoruz.

3 - Bu seçeneğin özelliklerine girdiğimizde karşımıza çıkan Combo Box içerisinden “Elevate Without Prompting” seçeneğini tıklayarak yaptığımız işlemleri onaylıyor ve bütün pencereleri kaptıyoruz.

--alıntıdır--

9 Ocak 2009 Cuma

Neumann U87

U 87 Neumann'ın en iyi bilinen ve en çok kullanılan stüdyo mikrofonudur. Omnidirectional, kardioid ve figure-8 olmak üzere üzerindeki 'switch' ile seçilebilen üç yön pattern'ine sahip geniş bir dual diyafram kapsüle sahiptir. Mikrofonun arkasında ise seste bozulma olmadan 127 dB'e kadar olan ses basınç seviyeleriyle rahatça başa çıkabilmesini sağlayan bir adet 10 dB kazanç azaltım anahtarı bulunmaktadır.

AMS Neve Genesys

Neve şirketinde tasarımcı ve teknisyenler dünyanın önde gelen sayılı kayıt ve miksaj ekipmanlarını üretmek üzere çalışmaktadırlar. Bunun sonucunda Neve ürünleri, sayısız efsanevi albümden her senenin gişe rekorları kıran filmlerine kadar ses kalitesi ve muzikalitesi için en zorlu ihtiyaçları karşılayabilen ekipmanlar arasındaki yerlerini almaktadırlar. Geleneksel olarak ve tabiiki bu tarz mükemmeliyetçilik belli bir değere sahiptir ve bu değere dünyanın prestijli stüdyoları Neve konsollara harcama yaparak sahip olmaktadırlar. Şimdiye kadar.

Genesys. Elde üretim genişletilebilir analog kayıt konsolu ve dijital iş-istasyonu kontrolü; 30.000GBP değerin altında bir temel konfigürasyon. Genesys Neve için yepyeni bir başlangıcı temsil etmekte - Neve mühendisliğinin 40 yıllık teknik altyapısı, efsanevi mikrofon preamplifikatörleri ve yüksek kalitesi ile övgü alan analog devre dizaynı. Bunlar ile beraber Genesys aynı zamanda günümüzde sismik olarak değişen müzik kayıt metodlarını dijital kontrol ve bağlanabilirlik opsiyonlarıyla birleştirmekte.

Temel konfigürasyonunda Genesys 16 kanal mic/line preamplifikatörünü, 16 kanal DAW monitörizasyonunu, Logic-ProTools-Nuendo gibi DAW yazılımlarının kontrol özelliklerini, 8 aux, 8 grup, 2 ana çıkış, 4 efekt dönüşü, hassas metreleme, 5.1 monitörizasyon, 2 adet cue-mix, talkback özelliklerini kullanıcısına sunmaktadır.

Stüdyo sahibinin isteklerinin gerektirdiği doğrultuda Genesys, motorize fader otomasyonu, geriçağırma, mastering kalitesinde 192kHz AD/DA dönüştürücüler, dijital olarak kontrol edilebilir EQ ve dinamik ayarları, uzaktan kumandalı mikrofon preamplifikatörleri ve hatta dahada fazlasına 64 kanala kadar düz yada parçalı olarak genişletilebilmesiyle imkan sağlamaktadır.

Her konfigürasyonunda Genesys kapsamlı monitörizasyon ve sinyal yönlendirme olanaklarıyla mükemmel bir stüdyo kontrol yüzeyi sunmaktadır. Bu, zorluk çıkarabilen cihazların miksini bertaraf etmenize ve stüdyonuzun kalbine kaliteli bir konsol koymanıza imkan sağlamaktadır.

Tüm Neve ürünleri gibi Genesys sitem edilebilmenin çok ötesinde ses ve üretim kalitesi sunmaktadır. Konsol ayakları dahi uluslararası alanda ün salmış stüdyo tasarımı yapan Londra'daki Recording Architecture mensubu Roger D'Arcy ile beraber geliştirilmiştir.

Genesys ile çok geniş bir stüdyo yelpazesi Neve tesisi olduğunu haklı olarak iddia edebilir. Gelecek burada başlamakta.

Yamaha DM 2000 VCM

DM2000 96 giriş kanalı, geniş surround prodüksiyon özellikleri, entegre DAW ve Pro Tools kontrolü ile üstün bir işleme gücü sunmaktadır. 96 kanal temiz, süper dinamik kontrol, 24-bit/96kHz ses ve çok sayıda efekt özelliklerine sahip olan DM2000, 96K modunda çalışırken giriş ve çıkışlarda hiçbir kayıp olmamakta, bunu da dahili 32-bit işleme kapasiteli yeni geliştirilmiş DSP7 LSI'lar sayesinde gerçekleştirmektedir. Çoğu surround miksleme için tasarlanmış çok sayıda 96kHz uyumlu stereo efekt ile gelen DM2000, kullanıcıya herhangi bir giriş kanalına direkt olarak eklenebilen 8 dahili multi-efekt işlemcisini (32-bit/96kHz ) aynı anda idare edebilme imkanı sunabilmektedir. Üzerinde atanabilir fonksiyonlu 16 adet kullanıcı tanımlı butona sahip olan bu mikser, panning, joystick, monitoring, bass management, and downmix matrix gibi geniş surround özellikleriyle DVD üzerine 5.1 surround miksleme yapabilme imkanı da vermektedir.

IK Multimedia ARC System

Muzik produksiyonunun kalitesine etken olan en kritik faktörlerden biri monitör sisteminizin doğruluğudur. Aslında, hoparlör ve oda akustiği birleşimi müzik produksiyon zincirindeki en zayıf halkayı oluşturmaktadır. Monitörler bir odaya yerleştirildiği zaman çevresindeki duvarlar, tavan, mobilyalar ve diğer objeler sesi yansıtır, emer ve oda içerisinde o odaya özel komplex distorsiyonlar oluşturarak monitörlerinizi dizayn edildikleri doğruluktan uzaklaştırırlar, siz de prodüksiyonunu yaptığınız müzikten çok odanızın sesini duymaya başlarsınız.

IK Multimedia, ses ekolizasyonu dalında öncü şirketlerden Audyssey ile oda akustiğinin yarattığı distorsiyonları düzeltmenize çok yardımcı olacak, düşük maliyetli ve mobil bir sistem üretti: ARC System

ARC System DAW(Dijital Ses İstasyonu) temelli herhangi bir stüdyo için en gelişmiş çözümü sunmaktadır. Profesyonelce kalibre edilmiş mikrofonu, ses bilgisini alıp odaya uygun düzeltmeyi yapan yazılımı ve bir çok sequencer ile uyumlu plug-ini birleştirmekte ve bu teknoloji de stüdyonuzun sesini sonsuza dek geliştirmektedir.

ARC, stüdyonuzun tüm dinleme noktalarındaki akustik bilgiyi ölçen devrimsel Audyssey MultEQ® teknolojisine sahiptir. Daha sonrasında bu bilgi odanın akustik problemlerinin doğru bir tanımlaması için birleştirilir. Equalizer çözümü ise piyasadaki herhangi bir doğrulama equalizer ürününden daha efektif ve verimli bir biçimde zaman ve frekans cevap problemlerini düzeltir. Sonuç, miksinizin temiz ve güvenilir reprodüksiyonudur. Stüdyonuzdaki akustik sıkıntılardan bağımsız, kaydettiğiniz, mikslediğiniz veya mastering uygulamanız anında temiz ve güvenilir bir hale gelerek, stüdyonuzun karakteri sonsuza dek gelişir.

Audix SCX25-A

Vokale ek olarak SCX25A piano, gitari üflemeli sazlar, perküsyon oyuncakları, orkestra ve senfoni bölümleri için tasarlanmış bir mikrofondur. SCX25A, asil bir dizayna ve Audix şirketine patentli kapsül süspansiyon sistemine sahiptir. Bakır bir çerçeve ile shockmount montajı kazandırılmış SCX25A kapsülü tamamen mikrofonun gövdesinden ve elektroniklerinden bağımsız tutulmuştur. Akustik yansımalardan ve difraksiyonlardan başarılı bir şekilde uzak tutulmuş SCX25A saf, açık ve ayrıcalıklık detay ve realizme sahip bir mikrofondur.

4 Ocak 2009 Pazar

ARTURIA CS-80 V

CS-80V, 70'lerin sonlarında çoğu kişinin "üstün polifonik synthesizer" olarak tanımladığı efsane haline gelmiş Yamaha CS-80'in sanal olarak yeniden üretilmiş halidir. Toto, Jean-Michael Jarre, Keith Emerson, Stevie Wonder, Vangelis, Ultravox ve Peter Gabriel gibi sanatçı ve gruplar tarafından kullanılarak popülerliğini kazanmış ve gerçek bir mit haline gelmiştir. İlk üretiminin üzerinden 25 yıldan fazla zaman geçtikten sonra, yeniden yaratılan bu synthesizerı müziğin tarihi içerisine yayılmış sesleri ile birlikte yeniden keşfetme zamanı gelmiştir.

ARTURIA ARP2600 V

ARP2600 V bugüne kadar yapılmış en seçkin analog synthesizerlar'dan birisidir. Etkileyici sesler üretebilme yeteneğiyle Herbie Hancock'tan Steve Wonder'a a kadar birçok müzisyenin popüler olmuş besteleri içerisinde yer alarak, son otuz yıl içerisinde çoğu sözügeçen müzisyenin takdirini kazanmıştır. Heavy drum'n' bass'tan elektro bass arpejine kadar geniş bir ses paletine sahip olduğundan yapacağınız müziğin türü ne olursa olsun 2600 ihtiyacınıza cevap verecektir, dahası farklı müzik türlerine hitabe den sesleriyle de sizde yeni fikirleri tetikleyebilme yetisine sahiptir. Günümüz müziğinde bu çok yönlü ve esnek yapısı sayesinde 2600 hala kendisine iyi bir yer bulabilmektedir.

MOOG Voyager Electric Blue

Black Eyed Peas’den Printz Board’un ve Maroon5’dan Jesse Carmichael’ın da kullanmakta olduğu Electric Blue’nun normal Voyager’dan en önemli farkı müthiş görüntülü electric blue arkadan ışıklı paneli’dir.

Aynı zamanda Voyager Electric Blue, yepyeni sesler ile birlikte gelmektedir.

Minimoog Voyage, Electronic Musician Magazine tarafından 2003 Editör’ün seçimi ödülüne layık görülmüş ve ayrıca 2003 TEC Award Winner ödülünü almıştır.

Gerçek bir analog synthesizer olan Voyager, 1971 – 1984 arası üretilmiş orjinal Minimoog’un aynı sesine sahip ve bununla beraber MIDI, dokunmatik yüzey kontrol paneli, preset hafızası ve bir çok yeni sentez özellikleri ile modernize edilmiş halidir. Bu özellikleri ile Voyager, 21.yüzyılın Minimoog’u haline gelmiştir.

3 adet son derece kararlı osilatörleri, çift moog filtreleri, 4-devre analog envelope üreticileri, esnek modülasyon yönlendirmeleri ve daha bir çok özelliği ile Voyager hayatınızın sonuna kadar kullanabileceğiniz, teknolojik olarak eskimeyecek bir üründür.

Mükemmel bir sese ve mükemmel bir görüntüye sahip Voyager’ı kullanmaya başladıktan sonra elinizden bırakmak istemeyeceksiniz.

Voyager’ın Ödülleri:

• 2003 Editor’s Choice Award – Electronic Musician Magazine

• 2003 TEC Award Winner

• Key Buy Award – Keyboard Magazine

• Platinum Award – Future Music Magazine

• Excellence Award – Music Tech Magazine



Detaylı bilgi için üreticinin web sitesi : www.moogmusic.com

Prophet 08 SE Special Edition



2008 yılı Dave Smith’in synthesizer tasarımındaki 30. yılıdır! Bunu kutlamak adına Prophet 08 Special Edition üretilmiştir. Standart Prophet 08’e ek olarak “SE” versiyonunda şu özellikler vardır;

  • Kırmızı ışıklı pitch ve modülasyon tekerlekleri
  • Egzotik “leoparwood” ağaçlı yan paneller
  • Üründe “Dave Smith” imzalı özel yer
  • Edit ve programların kayıdı için yazılım (Mac & Windows)
  • Dave Smith’in “Synthesizer Pioneer” DVD’si

Ürün hakkında genel bilgi almak için lütfen Prophet 08 standart versiyonunu inceleyiniz.


Detaylı bilgi için üreticinin web sitesi : www.DaveSmithInstruments.com